Author Archives: espgesp

Adem Peker

Ölüm Tarihi: 24 Aralık 2005

( Muş Dogumlu)
24 Aralık 2005′ te Urfa’da askerlik yapan DEHAP Malazgirt Gençlik Kolları üyesi Adem Peker’in görev yaptığı birliğinde ateşli silahla intihar ettiği açıklanmıştı.
Askerin babası Abdurrahman Peker, oğlunun intihar etmediğini, öldürülüp
intihar süsü verildiğini açıklamıştı. Peker ölmeden önce babasını sık sık
telefonla arayarak komutanlarının kendisini sürekli rahatsız ettiğini söylüyordu.

Mustafa Özsavcı

Ölüm Tarihi: 29 Haziran 2004

(Diyarbakır Doğumlu)
Bulucanlar Jandarma Karakolu’nda 3. Tim’de asker olan Özavcı’nın 29 Haziran
2004’te intihar ettiği ileri sürüldü. Yapılan savcılık soruşturması ve otopsinin
ardından hazırlanan hiçbir belgede kesin ölüm nedeni bildirilmeksizin cenaze,
‘İntihar etti’ denilerek ailesine teslim edildi
Özavcı’nın babası Şehmus Özavcı, İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvurarak,
otopsi raporuna göre kullanılan G-3 silahın yukarıdan aşağıya doğru
sıkıldığının belirlendiğine dikkat çekti. İHD yetkilileri de, askeri savcılığa
başvurarak araştırma talep etti, ancak savcılık yapılan itirazları redderek olayın kovuşturulmasına gerek görmedi. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Selahattin Demirtaş ile Av. Aygül Demirtaş davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdü.Davanın AİHM’e taşınmasının ardından isminin açıklanmasını istemeyen bir asker, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Asker, ‘Özavcı’nın vurulduğuna dair bilgi geldi ve olay yerine gittiğimizde hayati fonksiyonlarını yitirmişti. Sonraki gün olayın intihar mı yoksa kaza mı olduğunu anlamak için Bölük Komutanı T.Y., Bölük Astsubayı H.Y. ve Tim Komutan Yardımcısı D.D. aralarında tartışırken intihar olmasının kendileri açısından daha avantajlı olacağı kararı alındı. Özavcı’ya ait tüm bilgi ve belgelerin toplanması için emir verildi. Fakat Özavcı’ya ait Emniyet Kaza Önleme Talimatı, Silah Kullanma Talimatı, gelen Prensip Emirler’le ilgili tebliğ tebellüğ belgeleri düzenlenmemiş ve imzaları eksikti. Üstteğmen T.Y., belgeleri Jandarma Komando Er U.D.’ye zoraki imzalattırdı’ diye konuştu.

İsmail Bahar

Ölüm Tarihi: 2 Ekim 2008

(Trabzon Doğumlu)
Siirt Komando birliğinde askerliğini yapan 2 ekim 2008 tarihinde operasyona çıktıgı sırada intihar ettigi açıklandı.Baba Zekeriya Bahar, “Bunda başka bir iş var. 3 kurşunu nasıl sıkmış? Olay iyice araştırılmalı” diye konuştu.

Serkan Güzeler

Ölüm Tarihi: 14 ŞUBAT 2002

(G.ANTEP’li)
Askerlığını yaptığı Kıbrıs’ta intihar eden Serkan Güzeler’in Gaziantep’teki
ailesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) maddi ve manevi
tazminat davası açmaya karar verdi.
İnsan Hakları Derneği’nde, gazetecilerle bir araya gelen Serkan Güzeler’in
babası Abuzer Güzeler, 14 Şubat 2002 tarihinde 10 aylık asker olan oğlunun
intihar ettiği haberini aldıklarını söyledi. İstekleri üzerine Gaziantep’te yapılan
otopsi tutanağının kendisine aylar sonra verildiğini öne süren Güzeler, “Otopsi
raporunda kanda alkol bulunduğu söylendi; ama oğlum alkol kullanmazdı.”
dedi. Raporun, şüphelerini artırdığını ifade eden Güzeler, intihar olayını
araştırmaya başlayınca, oğlu tarafından kaleme alındığı belirtilen bir
mektubun yetkililer tarafından kendisine verildiğini söyledi. Güzeler, “Ben
Türkiye’de ne gerekiyorsa yaptım. Artık hakkımı AİHM’de arayacağım.” diye
konuştu.

Ramazan Teğin

Ölüm Tarihi: 3 EYLÜL 2003

(SİİRT) Çorlu 5. Kolordu Komutanlığı’nda askerlik yaparken, karnına sıktığı kurşun ile intihar ettiği belirtilerek otopsisi yapılmadan defnedilen Ramazan Teğin’in ailesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Siirt Şubesi’ne başvurdu. Amcasının kendisini öldürmüş olabileceğine inanmadığını belirten Hayrettin Teğin, olayın aydınlatılmasını istedi.
Siirt’in Eruh İlçesi’ne bağlı Çetinkol Köyü nüfusuna kayıtlı 28 yaşındaki Ramazan Teğin, Ankara Mamak’ta acemi birliğini yaptıktan sonra, geçen ay Çorlu 1. Kolordu Komutanlığı’nda Muhabere Eri olarak usta birliğini yapmaya başladı. 3 Eylül’de Teğin’in Eruh’taki ailesine telefonla ulaşan Çorlu 1. Kolordu Komutanlığı yetkilileri, Teğin’in karnına sıktığı kurşun ile intihar ederek yaşamına son verdiğini belirtti.
Bunun üzerine aynı akşam Çorlu’ya giden Teğin’in yeğeni Hayrettin Teğin, Çorlu Devlet Hastanesi’nde tabuta konulan cenazeyi teslim alarak, memleketine götürdü. Amcasının “şüpheli” ölümününün ardından cesedini görmeden defnetmek zorunda kaldıklarını belirten Teğin,
3 Eylül’de Eruh’taki evimizi bir askeri yetkili arayarak, ‘Oğlunuz silahla kendini vurdu yaralandı, hastanede’ dedi. İlk telefondan yarım saat sonra gelen başka bir telefonda ise ‘Oğlunuz vefat etti, başınız sağolsun’ denildi. Ben o sırada
İstanbul’daydım. Aynı gece oraya gittim. Sabaha kadar bekledildikten sonra askeri yetkililerle görüştüm. Bana ‘Amcanız tek kurşunla kendini göbeğinden vurarak intihar etmiş. Aileyle yaşadığı bir sorun var mıydı?’ dediler. Sonra amcamın cesedini teşhis etmek için Çorlu Askeri Hastanesi’ne gittim. Ancak, Çorlu Askeri Hastanesi’nde cesedin tabuta konulduğunu ve tabutun çivilendiğini gördük.
Hastanede ceset kefenlenmiş tabuta konulmuştu ve tabutun kenarları çivilenmişti. Açmamıza izin vermediler. Cesedi o şekilde ambulansa koyduk ve Eruh’a getirdik.” Otopsiye gerek, yok intihar etmiş’
Askeri yetkililerin amcasının cesedine ‘Otopsiye gerek yok intihar etti’ diyerek otopsi yapmadıklarını ifade eden Teğin, yetkililerin olayın meydana geldiği gün amcasının para çekmek için çarşı iznine çıktığını ama olaya ilişkin kafalarında soru işareti bırakan noktalar olduğunu söyledi. Amcasının intihar ettiğine inanmadığını belirten Teğin, şöyle konuştu:
“Çünkü olaydan yaklaşık 1 hafta önce kendisiyle telefonda konuştum bana hiçbir sorunun olmadığını söyledi. Askeriye bize o gün para çekmek için çarşı iznine çıktığı söylüyor, ancak ailesi para göndermemişti. Başka biri gönderse bile bize verilen tutanakta cebinde sadece 350 bin lira olduğu belirtiliyor. Eve ilk gelen telefonda yaralı olduğu söylenirken, neden yarım saat sonra gelen telefonda öldüğü söylendi. Nöbet arkadaşlarından edindiğimiz bilgilere göre, olaydan birkaç dakika sonra ambulansta ölmüş. Hastaneye götürülmemiş. Otopsi yapılmadan ölüm gerekçesinin intihar olduğuna nasıl karar verildi. Cenazeyi görmemize neden izin verilmedi ve biz görmeden tabutun etrafı çivilenmişti.”İHD’ye başvurdu Olaya ilişkin Yardımcı Askeri Savcı Üsteğmen Yasin Akdeniz imzasıyla hazırlanan “nakil ve defin ruhsatı”nda ise, Teğin’in vefatının nedeni “ateşli silah yaralanması” olarak belirtiliyor. Olaya ilişkin soru işaretlerinin aydınlatılmasını ve olayın netliğe
kavuşmasını isteyen Hayrettin Teğin, İHD Siirt Şubesi’ne önceki gün başvuruda bulunarak, olayın aydınlatılmasını istedi.

Ersin Bal

2005 YILINDA askerliğini Agrıda yaparken intihar ettiği söylendi.
Arkadaşına yazdığı bir mektubunda komutana küfür ettiği  iddiasıyla, komutanı tarafından kaba dayağa maruz kalan Ersin Bal ın kendini intihar ettiği açıklandı.

Ersin Baş

Ölüm Tarihi: 16 Mayıs 2005
16 Mayıs 2005 tarihinde 15. Kolordu Komutanlığı’na bağlı Kandıra F Tipi
Cezaevi’ndeki birliğinde intihar ettigi söylendi. 16 Mayıs’ta askerlik yaptığı 15. Kolordu Komutanlığı’na bağlı Kandıra F Tipi Cezaevi’ndeki birliğine teslim olurken “Beni öldürecekler” diyen Ersin Baş isimli asker aynı gün öldürüldü. Konuyla ilgili İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yapan Ersin Baş’ın babası Abdurrahman Baş, Kandıra F Tipi Cezaevi’nde cezaevi aracında askerlik yapan oğlunun öldürüldüğünü söyledi. Olay öncesini anlatan baba Abdurrahman Baş, Ersin’in askerlik iznine geldiğinde Kandıra F tipi
Cezaevi’nde ve görev yaptığı cezaevi aracında görev yapmak istemediğini
söylediğini belirtti. Baş oğlunun 16 Mayıs’ta birliğine teslim olurken kendisine,
“Baba beni burada bırakmayın, beni öldürecekler” dediğini aktardı. Bu durum
üzerine çeşitli girişimlerde bulunduğunu söyleyen Baş, bir sonuç elde
edemediğini aktardı. Aynı gün istanbul’a dönen baba Abdurrahman Baş,
birkaç saat sonra askeri birliği telefonla aradınığını ve Ersin’in iyi olduğunu
belirttiklerini ama saat 11:00 gibi tekrar aradığında ise Ersin’in intihar ettiğini
belirttiklerini söyledi.
Oğlunun ölümü üzerine birliğe giden Abdurrahman Baş’a askeri yetkililer,
Ersin’in naşına klasik (ayrıntılı) otopsi yapılmadığını, tahmini bir otopsi
yapıldığını ve gece askerlerce gömülmek şartıyla ancak cenazesinin teslim
edilebileceğini belirttiler.
Abdurrahman Baş’tan sonra İHD Yönetim Kurulu Üyesi Şaban Dayanan’da
yaptıkları incemlemeleri basının bilgisine aktardı. Ersin’in birçok yerinde
postallarla gerçekleştiği belli olan darp izleri olduğunu söyleyen Dayanan, “G-
3 askeri silahıyla kendisini vurdu” denmesine rağmen çene altından sıkılarak
kafasından çıkan merminin G-3 mermisi olması halinde kafatasının
parçalanmış olması gerektiğini ama böyle bir durumun söz konusu olmadığını
aktardı.
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin de bir açıklama yaparak bu olayın
bir intihar olmadığını söyledi. Suçluların yargılanması, eğer intiharsa da Ersin
Baş’ı intihara sürükleyen nedenlerin açıklanması için Kandıra F Tipi Cezaevi
Askeri yetkilileri hakkında suç duyurusında bulunacaklarını belirtti.

Ali Özcan

Ölüm Tarihi: 27 Şubat 1997

(Sivas-Suşehri-Kuzçukur köyü doğumlu)
Manisa Kırkağaç Jandma Er Eğitim Alayı’ndaaskerlik yapan Ali Özcan’ın 27
Şubat 1997 tarihinde G-3 marka asker silahı ile öldüğü ve ölüm nedeninin
intihar olduğu açıklanmıştır.
Dosyada gereken hiçbir inceleme yapılmamış ve takipsizlik kararı verilmiştir.
Ali Özcan’a ilişkin dava dosyası (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) AHİM’e
gönderilmiştir.

Lokman Bilmez

Ölüm Tarihi: 8 Nisan 1999

(Batman-Kozluk-Taşlıdere doğumlu)
8 Nisan 1999 tarihinde Afyon Bayat İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli
erlerdeden Lokman Bilmez’in intihar ettiği açıklandı. Jardarma Komutanlığı
yetkilileri intihar olayına ilişkin olarak Lokman Bilmez’in ailesine yaptıkları
açıklamada “Lokman, Tüfeklik Odası’na kimsenin olmadığı bir sırada girip,
yere koyduğu ve ayağıyla tetiğini bastığı bir G-3 marka otomatik tüfekle
kendini vurarak intihar etti” dediler.
Lokman Bilmez’in ailesi, intihar iddiasının inandırıcı olmadığını beyan ederek
sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.

Halim Bayram

Ölüm Tarihi: 21 Eylül 1998

(Bingöl doğumlu)
5 Temmuz 1999 tarihinde İHD ye başvuruda bulunan Esat Bayram,
“kardeşim Halim Bayram Çanakkale Boğaz Komutanlığı’nda askerlik yapıyor.
Askere gitmesinin üzerinde sekiz gün geçmişti ki bize 14 Eylül 1998 tarihinde
Halim’in kazara vurulduğu haberi verildi bize. Biz acele olarak Çanakkale
gittik. Kardeşimle hastanede yaptığımı görüşmede kardeşim bana “beni bölük
komutanı vurdu” dedi. Hastanede 7 gün kalan kardeşim vefat etti.
Biz kardeşimin ölümünden sonumlu olan bölük komutanından davacıyız dedi

Nihat Özcan

(Batman Beşiri doğumlu)
6 Ocak 2000 tarihinde İHD ye başvuruda bulunan Ahmet Özcan, “Kardeşim
Nihat Özcan bir dönem Hizbullah sempatizanı olarak çalıştı. Ancak bir süre
sonra görüş ayrılığına düşerek Hizbullah’tan ayrıldı. Hizbullah’tan ayrıldıktan 1 yıl sonra gönüllü olarak askere gitti. Kardeşim askerliğini Hatay’da yapıyordu. Kardeşim askerlik yaptığı süre içinde bir kaç defa üstleriyle kavga etmişti. Bize kardeşimin askerden firar ettiği bildirildi.Bu bizim aile tarafından inandırıcı bulunmadı çünkü, kardeşimin firar etmesi için bir neden olmadığı gibi terhisine de sadece üç gün kalmışttı.
Kardeşimin firar ettiğinin bildirilmesinin ardından Suriye sınırında kalbinden iki kurşunla vurularak öldürülmüş olarak bulundu. Kardeşimin ölümünden görevli yüzbaşı Hüsnü Dündar ve Astsubay Şükrü Erdurar adlı kişiler sorumludur. Kardeşimin ölümüne ilişkin bize neden gösterilmediği gibi ayrıntılı bir bilgi de verilmedi. Biz bu olayın andınlatılmasını istiyoruz.

Ali Haydar Kalan

Ölüm Tarihi: Bilinmiyor

(Karakoçan doğumlu) 31 Ocak 2000 tarihinde İHD ye başvuruda bulunan İsmet Kalan, oğlu Ali Haydar Kalan’ın Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugay Destek Kıtaları Oto Takımı’nda askerlik yaptığı esnada intihar etti denilerek cezasinin kendilerine teslim edildiğini beyan ettikten sonra devamla” Oğlumun ölümü şüphelidir. Ölümünün araştırılmasını ve kesin ölüm nedeninin açığa çıkarılmasını istiyorum. Eğer otopsi yapılmışsa mezarı tekrar açılıp yeni otopsi yapılmasını istiyorum. Çünkü oğlum, askerlik yaptığı sırada bize gönderdiği mektuplarda ve yaptığımız telefon görüşmelerinde kendisine sürekli olarak baskı uygulandığını ve sağ görüşlü askerler tarafından ölümle tehdit edildiğini söylüyordu. Oğlum 2’5 ay askerlik yaptı bu süre içinde tehdit edildiğini söylüyordu sürekli. Bu nedenle oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum. O günlerde orada görevli olan tüm askerlerden ve askeri yetkililerden davacıyım. İsmet Kalan, oğlunun ölümünden sorumlu tuttuğu askeri yetkililer hakkında Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.

Mehmet Hakan

Ölüm Tarihi: 30 Eylül 2006

Tunceli Hozat Tabur Komutanlığı’nda askerlik yapan Mardinli Mehmet Hakan’ın intihar ettiği iddia edildi. Hakan ailesi ise çocuklarının herhangi bir sorunu bulunmadığını, intihar ettiğine inanmadıklarını belirtti. Tunceli Hozat Tabur Komutanlığı’nda 4 aydır askerlik yapan Mardin’in Midyat İlçesi Çalpınar Köyü nüfusuna kayıtlı, Mehmet Hakan, 30 Eylül akşamı yaşamını yitirdi. 2 Ekim günü Midyat Tabur Komutanlığı’na bağlı askerler, Hakan ailesinin evine gelerek, arama yaptı. Daha sonra Midyat Orduevi’ne çağrılan baba Mustafa Hakan’a burada oğlunun intihar ederek, yaşamına son verdiği söylendi. Olaydan 2 gün sonra kendisine haber verilmesine tepki gösteren baba Hakan, ‘Midyat Orduevi’nde bir yetkili oğlumun intihar ettiğini, intihar ettiği için de resmi tören düzenleyemeyeceklerini söyledi’ dedi.’İntihar edeceğine inanmıyoruz’En son 15 gün önce görüştükleri oğlunun intihar etmiş olabileceğine inanmadığını söyleyen Hakan, ‘Bana 30 Eylül akşamı saat 18.00-20.00 saatleri arasında nöbet değişimi sırasında intihar ettiği söylendi. Cenazenin de akşam askerler tarafından getirileceği söylendi. Ancak cenaze daha bize gönderilmedi. Dün akşam gittik, Bugün saat 09.00-10.00 arasında geleceği söylendi. Gelmeyince tekrar tabura gittik, kimse ilgilenmedi. Saat 13.00’da gelir dendi. Bekliyoruz’ diye konuştu. Hakan, oğlunun cenazesini görmediği için nasıl öldüğü konusunda bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiştir.

Murat Polat

Ölüm Tarihi: 03 Temmuz 2006

Adana Askeri Cezaevi’nde yapılan işkence sonucunda hayatını kaybeden Murat Polat’ın ailesinin hukuki süreç başlatmasının ardından bir yarbay ve 29 asker hakkında Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Devam eden dava takipsizlik kararıyla sonuşlandı. Ölen ve işkence gören kişilerin asker olduğunu göz önünde bulunduran 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Askeri Ceza Yargılama Kanunu’na göre duruşmanın bir askeri mahkemede yapılmasını uygun bulmasının ardından dava yeniden açılarak devam edilmektedir. Tutuklu hiç bir asker bulunmamaktadır.

A.Ö

Ölüm Tarihi: 06 Nisan 2006

Konya’nın Hüyük ilçesi Jandarma Bölük Komutanı Kıdemli Astsubay Başçavuş A.Ö’nün öldürülmesiyle ilgili olarak olay yerinde yapılan incelemede 7 adet boş kovan bulunduğu öğrenildi. Bölük Komutanı A.Ö, bölük komutanlığı sınırları içindeki lojmanlarda tartıştığı mesai arkadaşı bir astsubay tarafından vurulmuş, kaldırıldığı Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kurtarılamamıştı. Olay yerinde yapılan incelemede 7 adet boş kovan bulunduğu, Başçavuş A.Ö’ye 4 kurşun isabet ettiği öğrenildi. Yetkililer, olaydan sonar Hüyük İlçe Emniyet Amirliği’ne teslim olduğu açıklanan cinayet zanlısı İlçeJandarmaKomutanlığı’ndagörevliastsubayın teslim olmadığı, polis ve jandarma tarafından halen arandığı bildirildi. Olayla ilgili s oruşturma sürdürülüyor.

Ali Özcan

Ölüm Tarihi: 27 Şubat 1998

Manisa Kırkağaç Jandma Er Eğitim Alayı’nda askerlik yapan Ali Özcan’ın 27 Şubat 1998 tarihinde G-3 marka asker silahı ile öldüğü ve ölüm nedeninin intihar olduğu açıklanmıştır. “Ali Özcan’ın ailesi intihar söylemini inandırıcı bulumadığını belirterek Dosyada gereken hiçbir inceleme yapılmamış ve takipsizlik kararı verilmiştir. Ali Özcan’a ilişkin dava dosyası (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) AHİM’e gönderilmiştir.”

Selim Aktaş

Selim Aktaş-(Kargı doğumlu)
İHD’ye 2 Temmuz 1998 tarihinde başvuruda bulunan Elmas Aktaş; oğlu Selim
Aktaş’ın Bilecik 9. Er Eğitim Tugayı’nda Er olarak bulunduğu sırada intihar
ettiğinin kendisine bildirildiğini beyan ederek ” oğlum Selim Aktaş, Bilecik 9.
Er Eğitim Taburu’nda 12 günlük asker iken oğlumun intihar ettiğine dair bize
haber verildi.
Oğlumun ölümü kuşkuludur. İntihar ettiğine inanmıyorum. Oğlumun kesin
ölüm nedenini öğrenmek için yaptığımız otopsi başvurusu reddedildi.
Oğlumun ölüm nedeninin tespit edilmesi için derneğinizden hukuki yardım
talep ediyorum” diyerek oğlunun ölümü hakkındaki kuşkuları ifade etmiştir.
İHD’ye başvuruda bulunan bayan Elmas Aktaş, 29-04-1998 tarihinde Çorum
ili Kargı ilçesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede 1) “oğlum Selim
Aktaş asker iken evimize gelen iki jandarma, oğlumun hasta olduğunu
belirterek bize bir kağıda yazılı telefon numarası vererek bu numarayı
aramamızı söylediler. Numarayı benim bayılmam sebebiyle komşum aramış,
telefona çıkan şahıs, çocuğumun öldüğünü ve cenazeyi nereye istediğimizi
sormuş, bizde, babasının yanına gömmek istediğimiz için, cenazeyi yakınlarım
alarak, Çorum’un Kargı İlçesi Demirören Köyü Mezarlığı’na gömmüşler. 2)
Cenazeyi gömdükten bir müddet sonra ise, bize APS’yle atılmış bir mektup
geldi. Mektupta “ölü muayene tutanağı ve otopsi tutanağı” yazılı kağıt çıktı.
Raporun 3. Satırında oğlum Er Selim Aktaş’ın “intihar ettiği” yazılı idi. Halbuki
bize oğlumun intihar ettiği söylenmedi. 3) Bu sebeple oğlumun ölümünden
şüpheliyim, oğlumun neden öldüğünü ve ölüm sebebini öğrenmek istiyorum.
Oğlumun mezarının açılarak otopsi yalmasını talep ediyorum” diyerek
başvuruda bulunmuştur.
Bayan Elmas Aktaş’ın yaptığı tekrar otopsi yapılması talebi üzerine İçişleri
Bakanlığı-Jandarma Genel Komutanlığı imzalı bir cevabi yazıyla Selim Aktaş’a
otopsinin yapıldığı ve tekrar bir otopsiye gerek olmadığı bildirilmiştir.

Aydın Arslan

Ölüm Tarihi: 1 Mayıs 1998

Giresun doğumlu. İnsan Hakları Derneğine 1 Mayıs 1998 tarihinde başvuruda bulunan Salih Arslan; Torunu Aydın Arslan’ın 27 Haziran 1994’te askerlik yapmakta olduğu Cezevinde nöbet sırasında ölü bulunduğunun kendilerine bildirildiğini beyan ederek. “Bu ölüm bize inandırıcı gelmedi. Aydın intihar edecek biri değildi.
Ölüm şeklini ve intihar gerekçesini şüpheli buluyoruz. Şüphelerin kalkması için mezarın açılarak cenazeye tekrar otopsi yapılmasını talep ettik. Ancak bu
başvurumuz reddedildi.
Torunumun ölümünü şüpheli buluyoruz ve dava açılmasını istiyoruz” diyerek
İHD den hukuki yardım talebinde bulunmuştur.

İlyas Savuran

Ölüm Tarihi: 22 Eylül 2006

İlyas Savuran (Diyarbakır )tarihinde istanbul alemdağ kışlası eğitim taburunda nöbet tuttugu sırada intihar ettiği söylenildi.

İlyas Savuran’ ın amcası Ali Savuran, Diyarbakır Merkez Komutanlığı ile Alemdağ Kışlası Eğitim Taburu’ndan yetkili bir yarbayın kendilerini aradığını ve İlyas’ın gece 03.00 sıralarında nöbet tuttuğu sırada nöbet değişimi için gelen askerleri tanımadığı için silahıyla taradığını bildirdiklerini ifade etti. Amca Savuran, kendilerini arayan yarbayın, İlyas’ın diğer askerleri taramasının ardından kendisini intihar ettiğini belirttiğini kaydederek, İlyas’ın askerliğinin bitimine 2 ay kala intihar etmesinin zor olduğunu söyledi. Yetkililer hakkında dava açacaklarını belirten Amca Savuran, Türkiye’de sonuç almaları halinde davayı AHİM’e taşıyacaklarını kaydetti. Askeri
yetkililerin İlyas’ın intihar etmesi nedeniyle resmi tören düzenlemeyeceklerini aktardığını belirten amca Savuran, ancak öldürdüğü iddia edilen asker için ise bayrak töreni düzenleneceğinin bildirildiğini söyledi.amcası,Yeğenim lise mezunuydu. Babası derici, herhangi maddi bir sıkıntısı yoktu. Çok neşeli biriydi. Kimlikte yaşı büyüktü. Normalde silah kullanmasını bile bilmezdi. Eline almasını bilmezdi. Arkadaşları onu çok seviyordu. Sevilen bir çocuktu. Arkadaşları onun için ağlıyor” dedi.

Kenan Temizer

Ölüm Tarihi: 23 Ocak 2006

Kenan Temizer Şırnak’ta G-3 silahıyla intihar ederek yaşamına son verdi.