Ölüm Tarihi: 11 Haziran 2008
Ailesiyle telefonda Kürtçe konuşma yaptıktan bir süre sonra kaza geçirerek öldüğü bildirilen asker Mehmet Letif İşler’in ailesi oğullarını ölümünden şüphe duyuyor. Bir yıldır oğlunun nasıl öldüğünü öğrenmek için hukuk mücadelesi veren baba Zeynel Abidin İşler, oğlunun ölümü ile ilgili ‘Devriye gezerken araçtan düştü veya atladı’ yönünde tutanak tutulduğunu belirterek, öldürülmüş olabileceği şüphesini taşıdıklarını belirtti.
Gaziantep’in Araban İlçesi Akbudak Jandarma Komutanlığı’nda askerlik yaptığı sırada 11 Haziran 2008 tarihinde şüpheli bir şekilde ölen Vanlı Mehmet Letif İşler’in ölümü üzerindeki sır perdesi bir yıldır aydınlanmadı. Çocuklarının öldürülmüş olduğundan şüphelendiklerini belirten Mehmet Letif İşler’in babası Zeynel Abidin İşler, tutanaklara ve adli tıp raporlarına ‘devriye görevi yaparken araçtan düştü veya atladı’ şeklinde geçtiğini vurgulayarak, olayın aydınlatılmasını istedi.
‘Kürtçe konuştuktan iki gün sonra ölüm haberi geldi’
Çocuklarının ölüm haberini aldıktan sonra, cenazeyi teslim aldığını ve vücudundaki izlerden dolayı şüpheye düştüğünü kaydeden Baba Zeynel Abidin İşler, yaklaşık bir yıldır hukuk mücadelesini sürdürdüğünü belirtti. Oğlunun 88/1 tertip olarak askere alındığını ve acemi birliğini İzmir’de yaptıktan sonra bir süre izinli kaldığını anlatan Baba İşler, ardından Gaziantep’in Araban İlçesi Akbudak Jandarma Komutanlığı bünyesinde Botaş boru hattı korumasında usta birliği görevini yapmak üzere teslim olduğunu söyledi. Oğullarıyla sık sık telefon görüşmesi yaptıklarını ve son aramasında annesiyle Kürtçe konuştuğu için kısık sesle cevaplar verdiğine dikkat çeken Baba İşler, ‘Bunun üzerine annesi ‘Oğlum neden kısık sesle konuşuyorsun’ diye sorduğunda oğlum, komutanlarının kötü olduğu ve Kürtçe konuşmalarına izin vermediğini söyledi’ diye aktardı.
‘Kafadan darbe almış, boynu kırılmıştı’
İşler ailesinin çocuklarıyla yaptıkları son görüşmenin bu olduğunu belirten Baba İşler, konuşmadan iki gün sonra ikamet ettikleri Van’ın Erciş İlçesi’ndeki evlerine bir jandarma astsubay geldiğini ve oğlunun trafik kazası sonucu öldüğünü bildirdi. Oğlunun cenazesine ulaşmak ve olay hakkında daha detaylı bilgi almak için Erciş İlçe Jandarma Komutanlığı’na gittiğini belirten Baba İşler, buradan aldığı cevabın ardından kafasının karıştığını ve oğlunun nasıl öldüğünü öğrenmek için çaba harcadığını söyledi. İşler, ‘Karakolda duyduklarımdan sonra acılı halde kafam karıştı. Sonrasında oğlumun cenazesini teslim ettiler. Son bir defa görmek için cesedine baktığımda vücudunda trafik kazası geçirdiğine ilişkin hiçbir ize rastlamadım’ dedi.
Emekli imam olduğu için daha önce çok cenaze yıkadığını ve kazalara ilişkin olarak oluşan yara izlerini anlayabildiğini dile getiren Baba İşler, oğlunun cenazesini kontrol ettiğinde kafasından bir darbe aldığını ve boynunun da kırık olduğuna şahit olduğunu söyledi. ‘Oğlumun vücudunda kafasına almış olduğu darbe, boynundaki kırık ve otopsi izlerinin dışında herhangi bir morluk yada çiziğe rastlamadım’ diyerek, ölüm nedeni olarak gösterilen trafik kazası gerekçesinden iyice şüphelenmeye başladığını belirtti.
‘Daracık kapıdan atlama ihtimali mantıklı değil’
Kaza ve otopsi raporlarını incelediğinde, ölüm nedeni olarak ‘Araçtan atlama veya düşme’ ifadelerinin neden olarak gösterildiğini, aynı araçta yer alan komutan ve diğer askerlerin ise araçtan atladığına dönük ifade verdiğine dikkat çeken Baba İşler, oğlunun ölümüyle ilgili olarak verilen ifadeleri ve kararı inandırıcı bulmadığını dile getirdi. Kaza raporlarını incelediğinde olayın gerçekleştiği zırhlı aracın arka ve yan tarafta olmak üzere iki kapısının olduğunu, her bir kapının da yaklaşık 25-30 cm genişliğinde olduğuna işaret eden Baba İşler, ‘1,75 boyunda 79 kilo ağırlığında olan oğlumun, üzerinde kamuflaj kıyafetleri varken bu genişlikte bir kapıdan düşüp, atlayabileceğini bir türlü kestiremiyorum’ diye konuştu. Olayın yansıtıldığı gibi düşme veya atlama şeklinde gerçekleşmesi halinde bile oğlunun kafasının üstüne değil, kolunun üstüne düşmesi gerektiğini vurgulayan Baba İşler, ‘Bu durumda kollarda veya vücudunda mutlaka iz kalması gerekirdi. Yerden yaklaşık 40 cm yükseklikte ve zırhlı olması itibariyle 50 km hızla giden bir araçtan ölümlü bir kazanın olma ihtimali bana mantıklı gelmiyor’ dedi.
‘Pazar günü KPSS’ye girecekti’
Oğlunun çevresi tarafından sevilen, hiç kimseyle sorunu olmayan, şakacı bir kişiliğe sahip biri olduğunu ve maddi yönden de herhangi bir sıkıntılarının olmadığını kaydeden Baba İşler şöyle konuştu: ‘İntihara yönlendirecek herhangi bir koşulu yoktu. Oğlum hayatını kaybettiği Çarşamba gecesi öncesinde KPSS’ye başvurduğunu, Pazar günü de sınava girmek için hazırladığını belirtmişti. Hiçbir sorunu olmayan ve ileriye dönük planları olan biri intihara yönelmez. Oğlumun akıbetinin doğru bir biçimde ifade edilmediği sürece içim rahat etmeyecek.’
Kaza tutanaklarına itiraz etmek için Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne başvuruda bulunduklarını ve mahkemeden ‘yeterli delil bulunmadığı’ gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görülmediği ve başvurularının reddedildiğini kaydeden acılı baba, oğlunun gerçek ölüm nedenini bulana kadar hukuk mücadelesini sürdüreceğini Türkiye’de bir sonuç almadığı taktirde AİHM’e başvuru yapacağını söyledi.
İşler Ailesi, oğullarının ölüm nedeninin yeniden araştırılması talebiyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.