Author Archives: espgesp

Er Volkan Kamalak nasıl öldü?

İntihar denildi, otopsi raporu kuşkuları büyüttü

Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde atış eğitiminde intihar ettiği iddia edilen er Volkan Kamalak’ın aylar sonra hazırlanan otopsi raporu baştan sona kuşkularla dolu. Mermi giriş yeri çıkış yerinden büyük. Silah belirsiz, mermi çekirdeği kayıp. Elde barut izi yok. Olay yeri görüntüleri eksik. Yüzünde darp izi var. Acılı baba Hayri Kamalak, “Bu olayı kimse örtbas edemeyecek” diyor.


Etkin Haber Ajansı / 07 Haziran 2010 Pazartesi, 16:44

MURAT SELENOĞLU- 3 aylık asker Volkan Kamalak’ın ölümü üzerindeki sis perdesi halen aralanamadı. Ailesi, 3 Eylül 2009’da atış poligonunda intihar ettiği açıklanan oğullarının böyle birşey yapmayacağına inanıyor. 20 yaşındaki gencin 8,5 ay sonra açıklanan otopsi raporu da Kamalak ailesinin kuşkularını arttırıyor. Baba Hayri Kamalak, rapor için “Baştan sona skandal” diyor.

KANINDA ALKOL ÇIKMIŞ

Soruşturmayı yürüten askerî savcılığın talebiyle hazırlanan ve altında Dr. Filiz Erdönmez’in imzası bulunan otopsi raporuna göre, er Volkan Kamalak’ın kanında 130 miligram alkol tespit edildi. Ancak uzmanlar, bu kadar alkol almış birisinin G3 piyade tüfeğiyle atış yapamayacağına işaret ediyor.

Rapor ile ilgili görüştüğümüz baba Hayri Kamalak, “Elimize geçen belgede, olayın ayrı bir şaibesi, skandalı ortaya çıkıyor” diye başlıyor sözlerine: “Özellikle kanında alkol çıkması ayrı bir şaibe, ayrı bir soruşturma başlatılması için sebeptir. Rapor zaten derme çatma.”

Askeri yetkililerin açıklamalarına göre; er Volkan Kamalak 130 miligram alkollü iken yani 70’lik rakıya denk gelen alkolle atış poligonunda ilk atışta hedefi vurdu. Sonra silahı tutukluluk yaptı. Ardından da poligonda bulunan 11 kişinin gözleri önünde intihar etti.

Acılı baba, “İfade veren 12 kişinin hiçbiri ‘gördüm’ dememiş. Sadece bir astsubay ‘gördüm’ diyor. 11 kişinin bulunduğu bir alanda gerçekleşen intihar olayını kimsenin görmemesi inandırıcı değil” diye belirtiyor.

SİLAH KULLANDIĞI ELİNDE BARUT İZİ YOK

3 aylık asker, sağ eliyle ateş etmesine rağmen, balistik inceleme sonucu sağ elinde barut izine rastlanmadı. Baba Kamalak, bunun için şöyle diyor: “Çocuğum sağ eliyle silah kullanıyordu. Balistik raporunda sağ elinde hiçbir barut izine rastlanmamış. Bu da çocuğun kesinlikle silah kullanmadığını gösteriyor. Eğer intihar olsa bile oğlum silahı sağ eliyle kullanıyor.”

SAĞ ELİYLE SİLAH KULLANIYOR, KENDİNİ SOLDAN VURUYOR

Diğer kuşku uyandıran nokta ise, Volkan Kamalak’ın kurşun girişinin sol tarafından olması. Silahı sağ eliyle kullanan Volkan’ın, sol tarafından nasıl vurulduğu, diğer bütün kuşkular gibi gizemini koruyor. Baba Kamalak, mermi çekirdeğinin bulunamamasının da ayrı soru işareti olduğunu ifade ediyor.

MERMİNİN GİRİŞ YERİ ÇIKIŞ YERİNDEN DAHA BÜYÜK

Volkan Kamalak’ın atış eğitimden sonra saat 10.20 sularında yasamını yitirdiği söyleniyor. Baba Kamalak bundan da kuşkulu, “Ben atış eğitimi sırasında yaşandığından da şüpheliyim” diyor.

Kamalak’ın ölümüne neden olan kurşunun giriş ve çıkış yerlerinde açtığı hasar da bir başka kuşku noktası. Kurşunun çene altından giriş çapı 7,5×6 cm iken kafatasının sol tarafında yer alan çıkış çapı 6×4 cm olarak kayıtlara geçmiş.

Baba Kamalak şöyle diyor: “Otopsi raporunda hiçbir şey belirtilmiyor aslında. Sadece ‘Ateşli silah sonucu hayatını kaybetti’ ve mermi giriş, çıkış yeri yazıyor. Zaten merminin giriş yeri, çıkış yerinden çok büyük. Bu da ayrı bir şaibe. Zaten, otopsicilerin elinde çekirdek yok, silah yok, el izi yok. Neye göre yazacak ki? Gelen evrakın karşılığını yazıp göndermişler yani. Baştan sona gelişi güzel hazırlanmış. Kulak-burun-boğaz muayenesi yapar gibi yazılmış. Bu alkol meselesinde zaten işin içinden çıkamazlar.”

OLAY YERİ GÖRÜNTÜLERİNDE İKİ DAKİKALIK KIRPMA

Baba Kamalak, şu çarpıcı ayrıntıyı da paylaşıyor: “Olay yeri incelemesi sırasında kamera çekimi yapıldığını öğrendi. Ancak bu görüntülerde iki dakikalık görüntü kaybı var. Bunun da hesabını kimse veremiyor. O iki dakika içerisinde ne olmuş, ne bitmiş, nasıl olmuş kimse bilmiyor.”

YÜZÜNDE DARP İZLERİ VARDI

Hayri Kamalak, oğlunun yüzünde darp izleri olduğunu belirtiyor, “Alnında şişlik vardı. İki tane dişi kökünden kırıktı. Dudakları şişti. Onu zaten rapora hiç geçmemişler. Mesela dişleri ters istikametten kırıktı. Yani merminin girdiği taraftan değil. Bunları doktorlara ve savcılara söylediğim halde kayda geçmediler. Ben önceden darp olduğu kanaatindeyim. Ölüm sonrası böyle şişlik olur dediler, ancak beni tatmin etmedi” diye belirtiyor.

SEBEBİ VOLKAN’DA ARANDI

Baba Kamalak, Volkan’ın intihar etmesi için hiçbir nedenin olmadığını kaydediyor: “Çocuğun intihar etmesi için hiçbir sebebin olmadığı bulguları elimizde. Ekonomik nedenler dediler? Çocuğun üzerinde 3 milyarlık kredi kartı çıktı. Telefon kartı incelendi, özel hayatında da hiçbir problemin olmadığını ortaya çıktı.”

Baba Kamalak, “Sebepler hep dışta aranıyor” diyor ve ekliyor:
“İntihar etmesine ihtimal vermiyoruz. intihar etmiş dahi olsa, eksiklikler ne, neden yaşandı? Bunlar sorgulanmalı o halde. Bence bu olay biliniyor, ama kimse konuşmuyor.”

TSK BU ŞAİBEYE İZİN VERMEMELİ

Baba Kamalak, oğlunun mezarını halen yaptırmamış. Çünkü tekrar otopsi yapılabileceğini söylüyor ve “Ona da hazırım” diyor.

Hayri Kamalak, bundan sonra duruşmaları bekleyeceklerini ifade ediyor. Acılı baba şöyle diyor: “Duruşmaları bekleyeceğiz. Bir iki insanın olayı örtbas etmesine büyüklerin müsade etmeyeceğini düşünüyorum. TSK’ya yakışacak bir davranış olmaz. Yani er geç onların da duyarlı davranacağına inanıyoruz. Üst düzey paşaların böyle bir şaibeye izin vermeyeceklerini düşünüyorum. Suçlular her kimse adalet önünde hesabını verecekler. Bu iş çözülecek. Güneşi balçıkla sıvayamayacakları gibi bu olayı da kimse örtbas edemeyecek.”

Volkan Kamalak

Ölüm Tarihi: 7 Eylül 2009

İstanbul’da acemi birliğini tamamladıktan sonra usta birliği görevi olarak Ağrı’nın Eleşkirt ilçesine giden 1989/3 tertip Piyade Er Volkan Kamalak, 3 Eylül günü 2. Piyade Mekanize Taburu, 1. Mekanize Bölüğü’nde poligonda atış eğitimi yaparken intihar etti denildi.

İstanbul’daki acemi birliği eğitiminin ardından Ağrı’nın Eleşkirt ilçesindeki 2. Piyade Mekanize Taburu, 1. Mekanize Bölüğü’ne giden er Volkan Kamalak’ın atış eğitimi sırasında intihar ettiği belirtilmiş, cenazesi 7 Eylül 2009 tarihinde Adana’daki Buruk Mezarlığında toprağa verilmişti.

Genelkurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, 11 Eylül 2009 tarihindeki, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, olayın 4 Eylül 2009 günü 200 metre atış alanı içinde meydana geldiğini belirtmiş, 89’a 2 tertip erlerin atış eğitimi sırasında, atış alanında şehit olan asker Volkan Kamalak’ın, silahı ile kendisini çene altından vurmak suretiyle vefat ettiğini bildirmişti.

Çubuklu, Ağrı Askeri Savcılığı tarafından olaya derhal müdahale edildiğini, halen soruşturmanın devam ettiğini bildirmişti.

İbrahim Öztürk, İbrahim Yaman, Ali Osman Altın, Mesut Bulut

Ölüm Tarihi: 17 Ağustos 2009

Elazığ’da Koçyiğitler Taburu’nda 17 Ağustos günü bir patlama meydana geldi ve 4 asker yaşamını yitirdi. Patlamayla ilgili yapılan resmi açıklama, “nöbet tutan er İbrahim Öztürk’ün elindeki bombanın kazara patlaması nedeniyle kendisi ve yanındaki arkadaşları İbrahim Yaman, Ali Osman Altın ve Mesut Bulut‘un ‘şehit’ olduğu” şeklindeydi. Ölen askerler “şehit” ilan edildi. Ancak askerlerin ölümünden komutanları TeğmenMehmet Tümer’in sorumlu olduğu ortaya çıktı. Teğmenin Nöbette uyuyan İbrahim Öztürk’e ceza olarak pimi çekilmiş el bombası vermesi ve bombanın patlamasıyla 4 erin yaşamını yitirdiği anlaşıldı.  Olayın basında deşifre olmasının ardından teğmen hakkında soruşturma açıldı, 9 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Olayı örtbas edenler hakkında ise soruşturma açılmadı. Olaya ilişkin yine `kaza` açıklamaları yapılmış ardından kaza değil cezalandırma olduğu ortaya çıkmıştı.

Hüsamettin Kasım

Ölüm Tarihi: 18 Eylül 2009

Mardin`li Hüsamettin Kasım’ın Maltepe Askeri Hastane’sinde de intihar ettiği iddia edildi.

Ahmet Solgun

14 Eylül 2009

Yüksekova`da Uzman Çavuş Ahmet Solgun’un kaza sonucu öldüğü bildirildi.

Ramazan Oruç

Ölüm Tarihi: 26 Ağustos 2009

Yüksekova`da Ramazan Oruç adlı askerin intihar ettiği iddia edildi.

ismi belirlenemeyen dört asker

Ölüm Tarihi: 18 Ağustos 2009

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde kaza sonucu meydana geldiği iddia edilen mühimmat patlamasında 4 asker yaşamını yitirdi.

Yücel Özyer

DİYARBAKIR’ın Dicle İlçesi’ndeki birliğinde vatani görevini yapan 20 yaşındaki piyade komando er Yücel Özyer, nöbet tutarken girdiği bunalım sonucu tüfeğiyle başına bir el ateş ederek yaşamına son verdi.

Özyer’inin ölüm haberi, Ordu’daki ailesini yasa boğdu. Özyer’in önceden gönderdiği “Canım ailem, sizleri çok özledim” yazılı fotoğrafı ise taziye ziyaretine gelen herkese duygu dolu anlar yaşattı.

Ordu’nun Perşembe İlçesi İmeçli Köyü’nde oturan 9 çocuklu 57 yaşındaki Adil ve 47 yaşındaki Güllü Özyer’in oğlu Yücel Özyer’in terhisine 3 ay kala intihar etmesi ailesini şoka soktu. Gözyaşlarına boğulan gözü yaşlı anne Güllü Özyer, “Yavrum, Yücelim. Allahım yardım et ne olursun. Bize güç kuvvet ver Allahım” diyerek ölen oğlunun arkasından ağıt yaktı. Fenalık geçiren babaya da sağlık ekipleri müdahale etti. Er Yücel Özyer’in intiharından bir gün önce annesi Güllü Özyer ile telefonla konuşup, kendilerini ve köyünü özlediğini söylediği öğrenildi.

Sait Özdemir

Ölüm Tarihi: 7 Temmuz 2008 veya 2009

Yalova’da askerlik yaptığı sırada intihar ettiği iddia edilen Batman nüfusuna kayıtlı Sait Özdemir’in ailesi cenazede 6 kurşun izi tespit ettiklerini açıkladılar.

Davut Yıldırım

Ölüm Tarihi: 20 Temmuz 2009

Lefkoşa’ya bağlı Göneyli 2. tabur 4. bölükte askerlik yapan Muş Vartolu Davut Yıldırım’ın intihar ettiği iddia edildi. Bütün engellemelere rağmen cesedi gören ağabeyi Cevdet Yıldırım, kardeşinin kafasının ezilerek öldürüldüğünü iddia ederken, Yıldırım Ailesi, çocuklarının ölümünün aydınlatılması için İHD Muş Şubesi’ne başvurdu.

Mustafa Bozdoğan

Ölüm Tarihi: 12 Haziran 2009

Van Asayiş Kolordu Komutanlığı emrinde görev yapan Er  Mustafa Bozdoğan’ın kaza sonucu yaşamını yitirdiği açıklandı.

Adil Şipal

Ölüm Tarihi: 4 Nisan 2009

Sakarya’da Adapazarı 1. Motorlu Piyade Tugayı’nda askerlik yaparken intihar ettiği iddiasıyla yaşamını yitiren Van Çatak doğumlu Adil Şipal’in ailesinin, daha önce çocuklarının öldürüleceğine dair Çatak İlçe Jandarma Komutanlığına dilekçe ile başvurduğu ortaya çıktı.

Seyfettin Berk

Ölüm Tarihi: 6 Mart 2009

Urfa 20. Zırhlı Tugay 1. Tank Taburu Karargah bölüğünde askerlik yapan Van Özalp’lı Seyfettin Berk`in intihar ettiği iddia edildi.

7 mart 2009 Urfa 20. Zırhlı Tugay 1. Tank Taburu Karargah Bölüğü’nde
askerlik yapan Seyfettin Berk’in cenazesi “Oğlunuz intihar etti” denilerek,
ailesine teslim edildi. Ancak Berk ailesi, Seyfettin’in intihar etmediği
görüşünde. Seyfettin’in öldürüldüğünü açıklayan Berk ailesi, İHD Van
Şubesine başvudu. Van’ın Özalp İlçesi’ne bağlı Aksorguç (Velecani) Köyü’nde
ikamet eden Seyfettin Berk, 4 ay önce askerliğini yapmak üzere Urfa 20. Zırhlı
Tugay 1. Tank Taburu Karargah Bölüğü’ne teslim oldu. Berk, son olarak 6
Mart’ta ailesini arayarak durumunun iyi olduğunu ve kendisine para
gönderilmesini istedi. Ailesiyle telefon görüşmesinin üzerinde 10 saat
geçtikten sonra bölükten aileyi arayan askerler, Berk’in intihar ettiğini
belirterek, cenazeyi aileye teslim etti. Çocuklarının intihar ettiğine
inanmadıklarını belirten aile fertleri ise İHD Van Şubesi’ne başvuruda
bulunarak hukuksal yardım talebinde bulundu. Çocuklarına para
gönderilmesinin üzerinden saatler geçtikten sonra bir askeri yetkili tarafından
Berk ailesine, “Oğlunuz intihar etti. Gelmenize gerek yok, oğlunuzun
cenazesini ambulansla gönderdik. Gece orada olur” denildi.
Kardeşinin intihar ettiğine inanmadığını belirten Abdullbaki Berk, kardeşinin
intihar etmesi için hiçbir gerekçe olmadığını kaydetti. Olaydan bir gün önce
kardeşiyle sohbet edip ona para gönderdiğini dile getiren Berk, “Telefonla
görüştüğümde keyfi yerindeydi. Annemi sordu ona selamlar söyledi tüm
herkesi sordu, morali son derece iyiydi hiçbir sıkıntısı yoktu. Kesinlikle intihar etmemiştir. Bu genç yaşta ne derdi olabilir ki intihar için. Bu şüpheli ölümdür. Bunun peşini bırakmayacağız” dedi. Oğlunun öldürüldüğünü belirten anne Mürübet Berk ise “Bu işin içinde bir iş var. Oğlum intihar etmedi. Ben oğlumu öldürmek için askere göndermedim. Yetkililer bunun hesabını vermelidir” diye konuştu

Muhammed Türkan

Ölüm Tarihi: 5 Şubat 2009

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde ilçe jandarma komando taburunda görevli Muhammed Türkan isimli askerin kaza kurşunu ile yaşamını yitirdiği açıklandı.

Burhan Güzelaydın

Ölüm Tarihi: 29 Ocak 2009

Yüksekova Çobanpınar Sınır Karakolu’nda Ağrı`lı Burhan Güzelaydın’ın intihar ettiği iddia edildi. Savcılığın talimatıyla yapılan otopside aldığı ağır darbe sonucu öldüğü tespit edildi.

Yüksekova’nın İran sınırındaki Çobanpınar Köyü’nde bulunan karakolda
askerliğini yaptığı sırada kurşunla intihar ettiği iddia edilen Ağrı Patnos
doğumlu Burhan Güzelaydın’ın ailesi cenazelerini almak üzere Hakkari’ye
geldi. Hastaneye giderek cenazeye bakmak isteyen Güselay ailesinin cenazeye
bakmasına yetkililer tarafından izin verilmedi. Cenazeye bakamayan aile
çocuklarının intihar etmediğini ve öldürüldüğünden şüphelendiklerini
belirterek, İHD Hakkari Şubesi’ne başvurdu. 13 aydır askerlik yapan er
Güzeladıy’ın babası Mehmet Şirin Güzelaydın, oğlunun kesinlikle intihar
etmediğini söyledi. Cenazelerin dahi kendilerine göstermediğini belirten baba
Güzelaydın, oğlunun ölümüne intihar süsü verildiğinde şüphelendiğini dile
getirdi.
Oğlunun daha önce bölük komutanı tarafından sık sık ölümle tehdit ettiğini de
aktaran baba Güzelaydın, ‘Burhan kendisini öldürecek biri değildir. Askerliğine
sadece 2 ay kalmıştı bitmesine daha önce defalarca telefonda bize bölük
komutanın kendisini ölümle tehdit ettiğini ve kendisinin can güvenliğinin
olmadığı belirtmiştir. Operasyonlara götürülüyordu, ama silah verilmiyordu.
Silahsız olarak operasyonlara götürülüyordu. Silahsız olan birinin silahla intihar
etmesi mümkün değildir. Ben bu olayın peşini bırakmayacağım. Benim oğlum
öldürülmüştür’ dedi.
“Otopsi raporunda, Burhan Güzelaydın’ın omzundan ateşli silahla
yaralandığı ancak bu yaralanmanın öldürücü boyutta olmadığı, sol göğüs
boşluğunda 7 adet kaburganın kült travmaya (sert bir cisimle darp)
bağlı olarak hasar gördüğü, sol elinde tırnak izine uyan kesik, üst
dudakta morluk, sağ kaş üstünde yarık, sağ kolda, darp izine bağlı
morluklar tespit edildiği ifadelerine yer verilirken, ölüm nedeninin aldığı
darbeler sonucu iç organlarında meydana gelen hasar nedeniyle
solunumunun durmasıyla meydana geldiği tespiti yapılırken, Hakkâri Valiliği
ise ‘Er Güzelaydın’ın kendisini askerliğe elverişsiz hale getirmek için
vurduğunu savundu.”
Güzelaydın Ailesi’nin Avukatı Cemal Demir, alınan otopsi raporu ile bir ilke
imza atıldığını belirterek, ailenin yaptığı başvurunun ardından Hakkari Devlet
Hastanesi’ni aradıklarını ve hastane yetkililerinin ‘şüpheli ölüm’ beyanı üzerine olayın takipçisi olduklarını da dile getirdiklerini söyledi. Av. Demir, otopsi raporuyla Güzelaydın’ın bölük içerisinde önce işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığını ardından ise öldürüldüğünün ortaya çıktığını belirtti. Burhan Güzelaydın’ın öldüğü gün ailesini askeri yetkililerin ‘oğlunun intihar etti’ diye bilgi vermesinin ifade eden Demir, bir an önce soruşturma açılması gerektiğini belirtti. İntihar ettiği iddiasına zemin hazırlamak için bölük komutanının ‘çocuğu öldüğü için depresyona girmişti ve sinir krizleri
geçiriyordu’ ifadelerinin de yalan olduğunu ve Güzelaydın’ın çocuğunun
hayatta olduğunu aktaran Demir, ‘Güzelaydın kasıtlı bir şekilde öldürülmüştür.
Bu da otopsi raporuyla belgelendi. Şimdi yapılması gereken sorumluların yargı önüne çıkarılmadir.Otopsi raporunda ölümün işkenceden olduğu
belgelenmesine rağmen baba Mehmet Şirin Güzelaydın’ın teşhis sırasında
kurşunun arkadan girdiği yönünde iddiaları var. Bunların araştırılması
gerekiyor. Güzelaydın’ın ölüm nedeni olarak askeri yetkilerin aileye verdiği
bilginin tersine ateşli silah yaralamasının ölümcül bir risk taşımadığı ve asıl
ölüm nedenin kaburgaların kırılmasına müteakip iç organların hasar görmesi
ve özellikle midenin basınç altında kalmasıyla iç organlarının parçalanmasıyla meydana geldiği belirtilmiştir. Burhan Güzelaydın bölük içerisinde önce işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmış sonrada öldürülmüştür.
Bu öldürülme hadisesi raporda ortaya çıktığı gibi dayak ve darptan
kaynaklanmıştır. Acilen soruşturma yapılması ve sorumluların ortaya
çıkarılması ve yargı önüne çıkarılıp tutuklanması gerekiyor. Biz en kısa
zamanda gerekli delileri toplayarak suç duyurusunda bulunacağız. Uluslararası Af Örgütü’ne acil eylem çağrısı yapacağız. Güzelaydın’ın ölümünün aydınlatılması diğer intihar süsü verilerek öldürülen askerlerin aileleri içinde bir emsal teşkil edecektir.’
Amca Ergin Güzelaydın ise Burhan’ın çok sakin ve efendi birisi
olduğunu söyleyerek, intiharın kesinlikle uydurma olduğunu öne
sürdü. Yeğeninin intihar edecek birisi olmadığını ifade eden Ergin
Güzelaydın, “Askerliğinin bitimine 2.5 ay gibi süre kalan bir insan
kesinlikle intiharı düşünmez. Onu bekleyen eşi ve 7 aylık çocuğu
vardı. Ölüm haberini aldığımızda aile fertleri olarak önce Patnos’taki
Tugay Komutanlığı’na, ardından da Van Askeri Hastanesi’ne gittik.
Cenazemiz helikopterle buraya getirilecek diye bir süre bekletildik.
Cenaze getirilmeyince Hakkari Devlet Hastanesi’ne gittik. Ordaki
görevli doktorlardan birisinin kendilerine askerin birkaç kişi
tarafından dövülmüş olabileceğini ve nefes alamadığı için ölmüş
olabileceğini söyledi.” dedi.
Olayın peşini bırakmayıp aydınlatılması için gerekli yerlere
müracaatta bulunacaklarını dile getiren abi Orhan Güzelaydın da,
ölümün initihar olmadığını ifade ederek, sorumluların derhal tespit
edilip cezalandırılmasını istedi
Daha sonra yapılan araştırmalarda şu gerçek ortaya çıktı.İsmini vermek
istemeyen köylülerden biri, ismini sonradan gazetede öğrendiği Güzelaydın’ın
29 Ocak’ı 30 Ocak’a bağlayan gece köye gelerek, kapıları çaldığını; ancak
köylülerin JİTEM korkusuyla kapıyı açmak istemediğini belirtti. 3 evin
Güzelaydın’a kapıyı açmadığını ifade eden köylü, 4’üncü eve kendisinin kabul
edildiğini dile getirdi. Güzelaydın’ın kapıyı çalarken, terhisine üç ay kaldığını
ancak kendisinin ölümle tehdit edildiğini söylediğini aktaran vatandaş,
Güzelaydın’ın eve saklanmasından kısa bir süre sonra köyün askerler
tarafından sarıldığını söyledi. Vatandaş, “Komutan olduğunu tahmin ettiğimiz
bir rütbeli asker ‘Asker köydedir. Kimin evindeyse çıkarsın. Yolları tuttuk hiçbir yere gidemez. Çıkarmazsanız köydeki evleri tararız’ tehdidinde bulundu” dedi.
Güzelaydın’ın öldürüldüğüne tanık olduğunu ve bunu mahkemede anlatmaya
hazır olduğunu belirten bir başka köylü ise şunları anlattı: “Adını ve fotoğrafını
basından gördüğüm Burhan Güzelaydın isimli asker, gece köye geldi. Evlerin
kapısını çalarak, ‘Patnosluyum Kürdüm bu taburda Kürtleri sevmiyorlar bizim Kürt büyüklerine küfrettiler ben de karşı çıktım, bana yardım edin’ dedi.
Ardından köyün etrafı askerler tarafından sarıldı. Komutan olduğunu tahmin
ettiğimiz bir asker ‘Sınırdaki adamımıza sorduk asker sınırı geçmemiş kesin bu
köyde onu bize verin yoksa köyü tararız. Bütün kadınlarınızı çırılçıplak soyar
köy meydanında işkence yaparız’ diye tehdit etti. Konuşmaları duyan
Güzelaydın saklandığı evdekilere ‘Beni öldürecekleri kesin bari size bir şey
olmasın’ diyerek gizlice çıktı ve onlara teslim oldu. Subay olduğunu
öğrendiğimiz askerlerden biri Güzelaydın’ın yanağını kontrol etti ve küfrederek
‘Senin yanağın sıcak hangi evdeydin çabuk söyle’ dedi.”
İsmini vermek istemeyen köylü, Güzelaydın’ın teslim olmasının ardından
askerlerle birlikte gelen “Diyarbakırlı ve Kürt olduğunu” bildikleri tabur
doktorunun ortadan kaybolduğunu ve bunun üzerine askerlerin kendi
aralarında “Galiba O da kaçtı” diye konuştuğuna tanık olduklarını belirtti.
Askerlerin, Güzelaydın’ı aldıktan sonra 30 Ocak’ta sabaha karşı saat 05.00’te
Güzelaydın’a “Hadi tabura gidelim bakalım seni hangi ev saklamış öğrenelim”
diyerek köyden ayrıldıklarını anlatan köylü, şunları söyledi: “Daha sonra
doktorun bulunduğunu öğrendik. Ancak askerin hayatından endişe ettiğimiz
için karakolun etrafında dolaşarak bilgi almaya çalıştık. O sırada Diyarbakırlı
doktoru gördük. Morali çok bozuktu. ‘Neyin var’ diye sorduğumuzda konuyu
geçiştirdi. Askerin akıbetini sorduğumuzda bize ‘O konuya hiç girmeyin’ dedi.
Daha sonra 30 Ocak günü saat 16.00 sıralarında taburda silah sesi geldi o
anda askerin öldürüldüğünü tahmin ettik. Gazetelerde fotoğrafını görünce
emin olduk ki askerin dedikleri doğruymuş; yaşatmadılar.”
Silah sesinin ardından hareketlilik başladığını ve bir helikopterin tabura
geldiğini, karla kaplı yolların bir saat içinde açılarak bir çok rütbeli askerin
tabura geldiğini gördüklerini de aktaran köylü, “Bizler 5-6 köylü askerin
yaklaşık 12-13 saat işkence yapıldıktan sonra öldürüldüğüne tanığız. Can
güvenliğimizin sağlanması halinde mahkemede tanıklık yapmaya hazırız” dedi.
İlk günden itibaren oğlunun öldürüldüğünü söyleyen baba Mehmet Şirin
Güzelaydın da, Yüksekova’ya gelerek, olayın tanığı olan köylülerle görüştü.
Köylülerden tanıklık yapmasını isteyen Güzelaydın, “Lütfen bize yardımcı olun.
Bugün Kürt diye oğlumu öldürenler gereken cezayı bulmazlarsa yarın başka
bir Kürdün ölümüne neden olacaklar” dedi.
Hakkari Valisinin yapmış olduğu tamamıyla cinayeti manipule
etmek için açıklaması ise şöyle oldu 02 Şubat 2009
HAKKÂRİ-Hakkari Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada; 30
ocak 2009 tarihinde Yüksekova jandarma sınır tabur komutanlığına
bağlı Çobanpınar Sınır Bölük Komutanlığı’nda görevli Jandarma Er
Burhan Güzelaydın (1988/1 tertip) kendisini askerliğe elverişsiz
hale getirmek için G-3 piyade tüfeği ile sağ omuz boşluğuna ateş
ederek yaralamıştır” denildi.Yaralı ere bölük tabibi tarafından derhal
tıbbi ilk yardım yapıldığını ve Yüksekova”dan kalkan ve içinde iki
doktor bulunan helikopter ile yaralı er Yüksekova Devlet Hastanesi
acil servisine kaldırılmış, ancak tüm çabalara rağmen
kurtarılamamıştır.
Vefat eden Jandarma Er Burhan Güzelaydın”ın cesedi savcılık
tarafından otopsisi yapılmak üzere Hakkari Devlet Hastanesine
nakledilmiştir. Adli tıp hekimlerince yapılan otopside; yaralanma
sonucu personelin korku ve panikle şoka girdiği ve şuurunu
kaybettiği, şuur kaybı sonucunda mide içeriğinin yemek borusundan
nefes borusuna kaçması nedeniyle solunumunun durduğu, nabzın
giderek zayıfladığı ve solunum yetmezliğine bağlı olarak vefat ettiği
anlaşılmıştır”

Edip Yaman

Ölüm Tarihi: 11 Ocak 2009

Bingöl’de Servi Jandarma karakolunda nöbet tutan Batmanlı Jandarma Er Edip Yaman`ın intihar ettiği ileri sürüldü. Servi Jandarma Karakolu’ndan helikopter ile Elazığ Askeri Hastanesi’ne getirilen Yaman’ın cenazesi, otopsi için Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne götürülürken, Batman’dan Elazığ’a gelen Edip Yaman’ın Amcası Şerif Yaman, 2 gün önce yeğeniyle konuştuğunu ve soğuk havanın dışında yeğeninin herhangi bir sorunu olmadığını söyledi.

FEHİM YAVAŞ

Ölüm Tarihi: 29 KASIM 2007
Yüksekova 21’inci Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı’nda dün gece çevre nöbeti tutan Bilecikli Komando Er Fehim Yavaş, telsiz anonslarına cevap vermedi. Bunun üzerine nöbet yerine giden devriyeler, askeri nöbet yerinde kanlar içinde buldu. Hemen Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Komando Er Fehim Yavaş’ın göğsüne aldığı mermi ile öldüğü anlaşıldı. Komando Er Fehim Yavaş’ın neden öldüğünün tesbit edilmesi için soruşturma başlatıldı.

X.X

Ölüm Tarihi: 2 Aralık 2008

Van’da orduevinde muvazzaf bir askerin, başka bir muvazzaf askeri vurduktan sonra intihar ettiği öğrenildi.

Birol Sürmeli

Ölüm Tarihi: 14 Kasım 2008

Tunceli’nin Nazimiye İlçesi’nde uzman çavuş olarak görev yapan ve 3 Kasım 2008’de girdiği bunalımdan dolayı Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıklar Hastanesi’nde tedavi gören Birol Sürmeli’nin 14 Kasım 2008’de intihar ettiği öğrenildi.

Mehmet Güngör

Ölüm Tarihi: 1 Kasım 2008

Giresun’da arkadaşıyla şakalaştığı sırada tüfeğin ateş alması sonucu yaralanan Mehmet Güngör 1 Kasım 2008’de tedavi gördüğü Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde öldü.