Ölüm Tarihi: 07.06.2010
Mardin 7. Piyade Alay Komutanlığı’na bağlı Mürsel Karakolu’nda vatani görevini yapan Emrah Demiral’ın intihar ettiği bildirildi.
Ailenin Dilinden
Demirel’in ölümüyle ilgili ailesine, önce “intihar etti” denildi, ardından “arkadaşının elindeki silah yanlışlıkla patladı” açıklaması yapıldı. Ancak, otopsi, olay yeri inceleme raporları ve tanık ifadeleri çelişkili. Askeri Savcılık, “intihar” olarak tutanak tutarken, görgü tanığı askerler Demirel’i Fikret Baran adlı askerin vurduğunu belirtiyor. Öte yandan, Adli Tıp raporunda iki kurşun deliği geçiyor ancak savcılık bir boş kovan bulmuş.
‘Çocuklarımızı paket yapıp bize veriyorlar’
Tüm bu çelişkiler nedeniyle Emrah Demirel’in ailesi, yapılan açıklamalara inanmıyor. ETHA’ya konuşan amca Nusret Demirel, “Olay çok organize. İntihara inanmıyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız, gerekirse davayı AİHM’e taşıyacağım” dedi.
Ankara’da yaşayan Nusret Demirel, özellikle son dönemde “şüpheli asker ölümlerinin” arttığına dikkat çekti, “Fakat bu duruma öyle alışmışlar ki çocuklarımızın cenazelerini alıp otopsi yapıyorlar, paket halinde hazırlayıp bize veriyorlar. Cenaze sahiplerine ‘başın sağ olsun’ diyorlar, onlar da ‘sağ ol’ diyor. Yok yere o gençler toprak altında yok olup gidiyor” dedi.
Önce intihar sonra kaza
“Aynısını bize de yapacaklardı” diyen amca Demirel, askeri yetkililerin yeğeninin ölümünün ardından kendilerini aradığını ve intihar olduğunu söylediklerini aktardı. Nusret Demirel, şöyle devam etti: “Ben de doğru olmadığını, yeğenimin askerliğinin bitmesine 45 günü kaldığını, onu intihara sürükleyecek kötü bir alışkanlığı ya da bir durumu yok dedim. Ama siz vurduysanız intihar süsü veriyorsanız o zaman biz gelinceye kadar cenazemize ellemeyin dedim. O zamana kadar intihar diyen kişi benim bu sözüm üzerine hemen ‘Arkadaşıyla şakalaşmış, kazaen isabet etmiş’ dedi.”
Bu açıklama üzerine şüphelerinin arttığını dile getiren amca Nusret Demirel, hemen Diyarbakır’a yola çıktıklarını söyledi. Yeğeninin cenazesinin Diyarbakır Askeri Hastanesi morguna “atıldığını” söyleyen Demirel, askeri yetkililerden kimsenin hastaneye gelmediğini, kendilerini hastane personelinin karşıladığını aktardı.
‘Fidanimi testereyle doğramış, paketlemişsiniz’
Amca Nusret Demirel yanlarına bir albayın geldiğini belirterek yaşananları şöyle anlattı: “Bir ambulans ve asker getirmişlerdi zaten paketi de hazırlamışlardı. Bize vermek istediler kabul etmedik. Yanıma gelen albay, ‘başın sağ olsun ambulansınız hazırlanmış’ dedi. Ben sizden ambulans almaya gelmedim. Size bir fidan vermiştim, bu fidanın suyunu verecektin, çapasını yapacaktın, etrafını belleyecektin bunu büyütüp meyve zamanına getirecektin. Yarın bu ağacın altında 100, 200 kişi gölgesinde barınacaktı. Ama maalesef siz testereyi almış doğramışsınız, parça parça yapmışsınız. Bir de paket yapmışsınız bana veriyorsunuz.”
Albayın “Benim askerlerim yapmadı bu paketi” dediğini belirten Demirel, “O zaman niye bekliyorsunuz. Ben bu kuzuyu bir sürüye teslim etmiştim bu sürünün çobanı vardı. Siz değilseniz o zaman o çoban gelsin dedim” diye konuştu. Amca Nusret Demirel, bu diyaloğun ardından albayın da kendisine “Arkadaşı nöbet yerine gitmiş, eline silahı almış mekanizmayı çekmiş mermiler yere düşmüş. Şarjörü çıkarmış ateş edince kazaen isabet etmiş” açıklaması yaptığını söyledi.
Üç ayrı ifade olduğunu belirten Demirel, “Bu iş çok organize bir şekilde olmuş. Ama ifadeleri birbirini tutmuyor. Zamanları, anlatımları, yerleri farklı söylüyorlar” dedi.
Nusret Demirel, Diyarbakır 7. Kolordu Askeri Savcısı Murat Sevim’in kendisine, “Bana da intihar dediler. İntihar olarak geçirecektim dosyaya ama çocuk ölünce intihar olarak geçirmedik” dediğini aktardı.
‘Vatan insanla sağ olur’
Amca Demirel olayın ardından alay komutanı ile yaptığı ilginç konuşmayı şöyle aktardı: “Ben şehit kelimesini kullandım. Alay komutanı ‘Biz şehit diyemeyiz. İleriki süreçte Genelkurmay’ın vereceği karara bağlı’ dedi. ‘Bunun taktirini allah verir, eğer bir mazlum nöbet yerinde zalimler tarafından kurşunlanıyorsa, şehadet şerbetini içmiş demektir. Bu durumda Genelkurmaya bırakmamıştır’ dedim. Bu çocuk nöbet esnasında 74 milyon insanın yatak odasının anahtarıydı. Kurşun yediği sırada umarım ki 74 milyon insan kendi yatak odasının kapısını işitmiştir.”
Amca Nusret Demirel, “Halkımız alışmış kendilerine verilen tabuta karşılık vatan sağ olsun diyor. Vatan niye sağ olsun? Ben sağ olmadıktan sonra vatan sağ olsa ne olacak ki? Vatan insanla sağ olur. Şimdi olayı Van’lı bir askerin üzerine yıkmak istiyorlar. Kellem gitse dahi olayın sonunu bırakmayacağım. Bu olayın aynısını 10 yıl önce yaşadım. Bizim köyde bir asker öldü, yine aynı açıklamalar yapıldı. Şimdi o asker benim yeğenimle yan yana yatıyor” dedi.
İlk ifade
Görgü tanıklarının ifadeleri ve raporların çelişkili olması, Demirel ailesinin şüphelerini arttırıyor.
Er Mehmet Çetin, Emrah Demirel’in Mürsel Piyade Hudut Karakolu’nda 6 Haziran’da nöbet kulübesinde beklediği sırada yanına arkadaşı Fikret Baran’ın geldiğini, Demirel’in yerde duran G3 piyade tüfeğini alan Baran’ın, silahın kurma kolunu birkaç defa çekip bıraktığını anlattı. Çetin, “Bu sırada mermiler yere düşünce Baran, şarjörü de çıkartarak yere bıraktı. Şakalaşmak için silahı Demirel’e doğrultan Baran tetiğe bastı, kurşunun isabet etmesiyle Demirel kanlar içerisinde yere yığıldı” dedi.
Er Mehmet Çetin de “Fikret Baran, oynarken silahın kurma kolunu 3-4 defa çekip bıraktı. Bu esnada şarjör dolu olduğu için mermiler dışarı fırlıyordu. Son olarak silaha takılı şarjörü çıkardı ve bir sefer kurma kolu çekip bıraktı. Alım yatağını boş zannederek Emrah Demirel’e çevirip ateş etti” diye konuştu.
Raporlar çelişkili
7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından hazırlanan raporda ise “Demirel’in nöbetçi olduğu nizamiyede, silahıyla kendisini kasığından yaraladığı, saat 20.40’da hayatını kaybettiği” belirtildi.
Adli Tıp ise yaptığı incelemede Demirel’in karın altı kısmında bir kurşunun vücuda girerek arka taraftan çıktığı, aynı bölgenin iki santimetre altında ise başka bir kurşun deliğinin olduğu, bunun ise cilt altı kısmında diğer delikle bağlantısı olduğunu tespit etti. Mardin Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan olay yeri inceleme tutanağında ise bir boş kovanla bir mermi çekirdeği bulunduğu belirtildi.
Olayın ardından er Fikret Baran tutuklanarak cezeavine gönderildi.